November 20, 2009

Bir Delinin Hangar Günlükleri










THY Hangarındayken karmaşık duygular içindeydim. Aslında uçak, motor, teknisyen, mühendis ve çay  molalarından başka bir şey yoktu ortada. Sırtımda “turkish technic” yazan bir üniforma ile kendimi Sergen Yalçın gibi hissediyordum nedense. 2-3 günden sonra kimse benimle ilgilenmemeye başlamıştı. Ben de sabah vardiyasıyla 6.00’da gitmem gerekirken, mühendislerin servisi ile 8.30da gidiyordum, hem daha çok uyuyordum hem de beni adam sanıyorlardı.Sonra sanki geleli çok olmuş gibi 9.05’te birinci hangarın çay molasına gidiyordum. 10.05’te başlayacak ikinci hangarın çay molası için biraz dolaşıp diğer stajyerlerin yanına gidip geyik yapıyordum. 11.30’da hostes grubunun öğle yemeği çıktığından hemen orda bitiyordum, o sırada bizim zontaların öğle molası geliyordu falan derken saat 13.30’u buluyordu. Mühendis servisiyle geldiğimden, mühendis servisiyle akşam 6’da çıkmam gerekirken, baş mühendise 13.30’dan sonra gözüküp onu biraz bunaltıp, 15’te vardiyalıların servisiyle eve dönüyordum, kimse yokluğumu fark etmiyordu. Derken üçüncü haftamdan sonra başka alemlere daldım.  Artık kayış kopmuştu, farklı gözle görmeye başladım hangarı. Enteresan olaylar hakkında düşündüm durdum. Hangar günlüklerini yakında buradan bir bir açıklayacağım. Kıyamet kopacaksa kopsun. Bilgisayarıma el koyulacaksa koyulsun. A presto!

p.s: sevgili bazarov, bu yayın politikasını senden çaldım, senden başkası şimdilik okumadığından affına sığınıyorumJ

3 comments: